Cisco Meraki – Access Points (Erişim Noktaları)
Cisco Meraki MR42
Yazının İçeriği
İnternet bağlantısı aracılığıyla kullanılan ve sesli iletişim sağlayan telefon sistemine IP telefon adı verilir. Analog ses sinyallerini dijital ses sinyallerine dönüştüren bu sistem, ses verilerini internet protokolünden yararlanarak aktarır. Hem mobil hem de sabit telefonların kullanabildiği IP bağlantısı, düşük maliyetli ya da ücretsiz aramalar gerçekleştirmeye yardımcı olur. Geleneksel telefon sistemlerinin çeşitli adaptörler ile VoIP telefonlara dönüştürülmesi de mümkündür. IP telefon sistemlerini akıllı bina sistemleri başta olmak üzere pek çok alanda kullanarak avantajlı bir iletişim deneyimi elde edebilirsiniz.
Yazının İçeriği
Akıllı bina sistemlerinde çağın yeniliklerine ayak uyduran mobil sistemlerin kullanılması hız ve esneklik açısından önemlidir. İletişim de hız ve esnekliğe ihtiyaç duyan temel alanlardan biridir. IP telefon sistemlerinden yararlanarak sabit telefonlar yerine farklı mekanlara hızla adapte olabilen yenilikçi bir seçeneği kullanabilirsiniz. Dizüstü bilgisayar, tablet ve akıllı cep telefonu gibi cihazlara kurulan yazılımlar IP telefon sistemleri için global bir kullanım sağlar. Dünyanın neresinde olursanız olun farklı santrallere bağlanabilir ve mekandan bağımsız bir iletişim kanalı elde edebilirsiniz. IP santraller SIP (Sension Initiation Protocol) protokolünden yararlanır. Bu protokol global anlamda standart haldedir ve sıklıkla tercih edilir. SIP uyumlu uç birimler, kullanılabilecek telefon makinesi çeşitliliğinin artmasına yardımcı olur. Bu sayede IP telefonlar için kullanım çeşitliliği ve esneklik ile buluşabilirsiniz. Türkiye’de de çok yaygın olarak kullanılan SIP protokolü, iki ya da daha fazla kullanıcının çağrı gerçekleştirmesini sağlar. Çağrı esnasındaki parametreler bu protokol aracılığıyla değiştirilir ve yeni çağrılar da oluşturulabilir. Bazı özel protokollerden yararlanarak günlük haberleşme uygulamalarında kullanabileceğiniz pek çok servisi IP telefonlarla entegre olarak değerlendirebilirsiniz. Böylece ihtiyaçlarınıza hitap eden, çağı yakalayan ve pratik iletişim kanalları oluşturabilirsiniz.
Geleneksel telefonları IP telefon sistemlerine dönüştüren adaptörler VoIP telefonlar kullanmanıza yardımcı olur. Ayrıca VoIP telefonlarda herhangi bir kanal kısıtlaması sorunu da yaşanmaz. Oluşturulan IP bağlantısı, iletişim masraflarını önemli ölçüde azalttığı için tasarruf yapmanızı sağlar. IP santralleri internet bağlantısını kullanarak birbiriyle iletişim kurabilir. Tek numara seçeneği destekli IP telefonlar ile farklı departmanların ücretsiz olarak haberleşmesi sağlanabilir. Akıllı bina teknolojilerinde tüm birimlerin entegre bir şekilde çalışması ve aktif olarak iletişim kurması önemlidir. Çalışmalara hız ve esneklik kazandıran bu entegrasyon ihtiyacı, IP telefon sistemleri ile daha verimli hale getirilebilir. Tek merkeze sahip bir çağrı merkezi oluşturularak birimler arasında bilgi alışverişi kolaylıkla yapılabilir. IP aboneliği için gerekli olan altyapısı yazılım desteklidir. Bu nedenle yalnızca IP abone lisansı eklenmesi gerekir ve bununla birlikte abone sayısı pratik bir şekilde artırılabilir. VoIP hizmetini kullanmaya başlamadan önce sabit olan telefon numaranızı taşırsanız hızlı bir şekilde internet hizmeti almaya başlayabilirsiniz. Taşınan numaranız ya da nakil yapılan numaranız için herhangi bir ödeme yapmanız da gerekmez.
IP santralleri programlama ve bakım süreci açısından zaman tasarrufu yapmayı da sağlar. Web arayüzü kullanılan standart bir internet tarayıcısı bu işlemler için yeterlidir. Mozilla Firefox ve Internet Explorer gibi bir web tarayıcısı ile abone ayarlarınızı kontrol etmeniz mümkündür. Gerekli durumlarda ayarlar üzerinde değişiklikler yapabilirsiniz. Sizin için sunulan servislerden yine bu tarayıcıları kullanarak yararlanabilirsiniz. Örneğin IP telefonlar üzerinden aldığınız sesli mesajlara ulaşmak istiyorsanız web tarayıcılar, bu mesajları görmenizi ve dinlemenizi sağlar.
IP telefon sistemleri, özel kablolama sistemlerine ihtiyaç duymaz. Bu sayede pratik bir şekilde kurulabilir ve kullanıma hazır hale gelir. IP telefonlar, akıllı bina sistemlerinin çağa uyum sağlayan teknolojik detayları için büyük avantajlar sağlar. Bina altyapısında hazır olarak bulunan bilgisayar kablolama sistemleri, bu telefonlar için de doğrudan kullanılabilir. Neredeyse tüm IP telefonlar üzerinde Ethernet Switch olarak da bilinen hat çoğaltıcı yer alır. Ethernet bağlantısı sayesinde bilgisayar için hazırlanmış altyapı hem bilgisayar hem de IP telefon için değerlendirilebilir. Bu süreçte ekstra kablolamaya ihtiyaç duyulmaz. Bilgisayar, tablet ve akıllı telefon gibi teknolojik araçlar kablosuz ağ sistemleriyle de çalışabildiği için IP telefonlar kablosuz bilgisayar ağlarıyla da entegrasyon sağlar. Bu sayede IP santrali taşıma avantajı da sunar. IP telefon bir mekandan farklı bir yere kolaylıkla taşınabilir. Herhangi bir kablo engeli olmaması IP telefonların kurulum sürecini daha pratik hale getirir.
IP altyapısı, çeşitli sosyal medya araçları ve pek çok yazılımla entegrasyonu kolaylaştırır, IP telefonlar da bu özelliğe sahiptir. Aboneler tek bir arayüzden yararlanarak birden fazla haberleşme aracını kullanabilirler. Görüntülü görüşmeye ihtiyaç duyuyorsanız Video IP telefon sistemlerini tercih edebilirsiniz. Bilgisayarınıza yüklediğiniz yazılımlar ile video alanı yaratabilir ve görüntülü konferanslar yapabilirsiniz. Kullanıcı kapasitesini artırmak IP telefon sistemleri için oldukça pratik bir işlemdir. Kapasite artırmak için santrale yeni kartlar eklemeye ihtiyaç duyulmaması önemli bir avantajdır. Windows, Android ya da IOS telefonlara yüklenen uygulamalar, sabit numaranızı aktif olarak kullanmanıza izin verir. Bu sayede çağrı alıp arama yapabilirsiniz. Doğuş Elektrik Elektronik’in alanında uzman ekibinden destek alarak siz de düşük maliyetlerle ulaşabileceğiniz pratik iletişim kanallarına sahip olabilirsiniz.
İngilizce açılımı Wide Area Network olan WAN, geniş alan ağı anlamına gelir. LAN kısaltmasıyla bilinen yerel alan ağlarının birleşiminden oluşan WAN, yerelde bulunan ağ cihazlarının dış dünyaya açılmasını sağlar. İnternet ağı ise çok sayıda WAN’ın birleşimidir.
Yerel alan ağlarında bulunan bilgisayar ve sunucular aynı switch cihazına bağlı olduklarında kolayca haberleşebilirler. Fakat Farklı coğrafi lokasyonlarda bulunan iki ayrı yerel ağ için durum biraz farklıdır. Farklı yerel ağlarda bulunan network cihazlarının birbirlerine erişebilmeleri için WAN’a ihtiyaçları vardır.
Evinden veya ofisinden internete bağlanmak isteyen bir kullanıcı temelde WAN ağına çıkması gerekir. Bunun için bir internet servis sağlayıcı firma üzerinden yaptırılan internet aboneliği ile modem cihazı gerekir. Modem ara yüzünden yapılan internet ayarları veya diğer adıyla WAN konfigürasyonu doğru ise internet bağlantısı gerçekleşir. Böylece modeme bağlı olan tüm yerel ağ cihazlarının WAN ile erişimi sağlanmış olur.
İnternet amacı dışında farklı amaçlar için de WAN kullanımı olabilir. Örneğin, akıllı bina teknolojileri merkezi yönetimi, bir şehirde bulunan çok sayıda kameranın farklı bir şehirden izlenmesi, bir şirketin sistem merkezinde bulunan sunucuya uzak bağlantı yapılması, ülke genelinde birden çok şubesi olan bir market zincirinin birbirleriyle ağ erişimi yapması, birden çok şehirde bulunan özel hastanelerin merkez sunuculara bilgi girmesi, mağazaların merkez muhasebe sunucusuna erişimi gibi.
Şehirler hatta ülkeler arası network iletişiminin temelini oluşturan geniş alan ağları, internete açık veya kapalı olabilir. İnternete açık olan WAN’larda, dünyanın herhangi bir yerinde bulunan birden çok yerel ağ birbirlerine erişebilir iken aynı zamanda bu yerel ağlardaki cihazların internet hizmetlerine erişimi de mümkündür. Bu tip ağlarda bilgisayar ve sunucuların korunabilmesi için siber güvenlik önlemlerine dikkat edilmelidir.
İnternete kapalı olan WAN ağları, özel geniş ağlardır. Mesafe olarak birbirine yakın yerel ağların erişimi fiber optik kablo veya kablosuz network çözümleri ile sağlanabilir. Fakat çok daha uzak mesafeler için internet servis sağlayıcı firmalardan sanal özel hat kiralanır. Bu şekilde örneğin A şehrindeki fabrikada bulunan bilgisayarlar ile B şehrindeki merkez ofis bilgisayarları ve sunucular internete kapalı şekilde sanki aynı lokasyondaymış gibi haberleşebilir.
İster internet ister şubeler arası iletişim amacıyla kullanılsın, WAN ağlarında işletme yönetimi ve güvenlik çok önemlidir. Düzgün bir IP yapılandırması, firewall, anti-virüs gibi güvenlik önlemleri, switch, modem veya router gibi ağ cihazlarının doğru konfigürasyonu, ağ kalitesi için yapılacak QoS (Quality of Service) çalışmaları, network cihazlarının takibi, ağ yedeklemesi veya cihaz konfigürasyonlarının periyodik yedeklenmesi gibi detaylara dikkat edilmelidir.
İngilizce açılımı Software-Defined Wide Area Networking olan SD-WAN, yazılım tanımlı geniş alan ağı anlamına gelir. Temelde sanal bir WAN teknolojisi olan SD-WAN, 4G, LTE veya MPLS gibi hızlı ve geniş bant internet ağını kullanır. Büyük coğrafi mesafelerde de kullanılan SD-WAN teknolojisi, merkezi yönetim, detaylı analiz imkânı, ağ optimizasyonu, yüksek hız gibi çok sayıda IT avantajları getirir.
Sizlere Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Kartlı geçiş gibi geçiş kontrol sistemleri, elektronik güvenlik sistemleri, akıllı bina teknolojileri gibi alanlarda çözümler sunuyoruz. Bizlerle İletişim kurmak için sayfanın sağında bulunan formu doldurabilir. Bizleri arayabilirsiniz. SD-WAN alanında çözüm sunduğumuz Cisco Meraki sayfamızı ziyaret ederek form doldurabilirsiniz. Bu çözüm sayesinde IT departmanınızın maliyetlerini düşürebilir, iş süreçlerini rahatlatabilirsiniz.
Cloud-base yada On-premise Sisteme ihtiyacım olduğunu nasıl anlarım?
Doğuş olarak 35 yıllık deneyimimize güvenmenizi ve bizlerle tüm süreçlerinizi projenizi paylaşmanızı dileriz. Bu noktada cloud base yada on-premise bir sistem oluşturma konusunda sizlere ekibimiz destek olacaktır. Bizler, maliyet kritik projeler yaratma odağında çalışmaktayız.
“Kablosuz yerel ağ” olarak da bilinen kablosuz ağ sistemi, kablolu iletişimin yerini almaya başlayan bir iletişim sistemidir. Bu haberleşme sisteminde radyo frekansı (RF olarak da bilinir) teknolojisi kullanılmakta ve haberleşme, bilgilerin hava yoluyla iletilmesi esasına dayanmaktadır. Kablosuz ağ sisteminin kullanıldığı, telekomünikasyon altyapısının kurulamadığı ve zorlu arazi koşulları nedeniyle kabloların yeterince döşenemediği alanlarda, binalara kurulan kablosuz iletişim cihazları (bunlar Wireless Bridge olarak adlandırılır) ve bu cihazların ekipmanları sayesinde yapılar aralarında bağlantı kurabilmektedir.
Kablosuz ağ sistemlerinin ortaya çıkması, çok acil durumlarda uygun iletişim kurma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Daha sonra bu ihtiyacı aşmış ve daha çok yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kablosuz ağ sisteminin bu kadar popüler olmasının en büyük nedeni, çok geniş bir yelpazede internet hizmetlerini çok düşük maliyetle sunabilmesidir. Ayrıca bu hizmeti sağlamak için herhangi bir kablo bağlantısına veya altyapıya ihtiyaç duyulmaması da karmaşık bağlantı sistemlerinin önüne geçmektedir.
Kablolu bir bağlantı sistemine baktığımızda, kablo girişi ile belirli sayıda bilgisayarlar birbirine bağlanır. Kablosuz ağ sistemlerine bağlı olan kişi sayısında bir sınırlama yoktur. Aksine bu internet ağına istediğiniz sayıda kişi bağlanabilir. Bir kablosuz ağ sistemi, kendisi gibi başka bir ağa bağlanabilmek için mantıksal olarak tasarlanmıştır.
Örnek verecek olursak X noktasından Y noktasına yol alacak bir bilgi, bağlantı noktaları sayesinde bir noktadan diğer bir noktaya geçecek biçimde rota oluşturmaktadır. Bu işlem gerçekleşirken bağlantının temel noktası, olabildiğince hızlı olabileceği yolu ve virüs olmayan rotayı seçmektedir. Sistem bünyesinde bu olaya ‘dinamik yol gösterme’ (dynamic routing) denilmektedir.
Kablosuz Ağ Sistemleri arasında, bulut tabanlı yönetim imkanı sunarken dünyanın en gelişkin network güvenliği ürünlerini de sizlere ulaştıran Cisco Meraki’yi mutlaka inceleyin.
Kablosuz ağ sistemi, radyo frekansları aracılığıyla çalışmaktadır. Bu radyo frekansları sayesinde üç farklı şekilde haberleşme imkânı bizlere sunulmuştur. Bunalar alıcı (receiver olarak adlandırılır), verici (transmitter olarak adlandırılır) ve alıcı-verici (trans-recevier olarak adlandırılır) olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu üç haberleşme şeklinin birbirinden ayrı çeşitli görevleri mevcuttur. Bu görevleri aşağıdaki gibidir;
Bu cihazlar, herhangi bir aktarım işlevi olmaksızın yalnızca radyo sinyallerini alan iletim özelliğine sahip olmayan teknolojik cihazlardır. Bu cihazlara örnek verecek olursak televizyon ve FM dalgaları üzerinden yayın yapan radyoları gösterebiliriz.
Bu aletler radyo sinyallerini gönderebilmektedir. Fakat herhangi bir elektronik dalga alma işlemine sahip olmayan elektronik devre aletleridir. Bu duruma en iyi örnek olarak televizyon vericilerini ve radyo verici istasyonlarını verebiliriz.
Bu tür aletler radyo sinyallerini hem alabilmekte hem de sinyalleri iletebilmektedir. Örneğin cep telefonları ve cep telefonlarının baz istasyonlarını dikkate alabiliriz.
Bu alıcı ve verici çeşitlerinin kendi aralarında iletim düzenleri mevcuttur. Bahsettiğimiz iletim yönlerinin ise aralarında üç farklı gruba ayrıldığını söyleyebiliriz. Bu grupları sizler için aşağıda derledik. Bunlar;
Diğer adı Simplex olarak bilinmektedir. Bir yere kurulan sistemin yalnızca iletim yönü ile kullanılması şartı mevcuttur. Bu iletimin ise yalnızca tek bir yönde olması durumudur. FM frekansından yayın gerçekleştiren radyolar tek yönlü iletime en iyi örnektir.
Çift yönlü eş zamansız iletişim ‘yarı duplex’ veya ‘half-duplex’ olarak adlandırılmaktadır. Bu sistemde çift yönlü iletim sağlanmaktadır. Fakat hem gönderim hem de alım yapılamamaktadır. Kısacası yalnızca tek bir yön eş zamanlı olarak gönderim işlemini tamamlayabilmektedir. Buna en iyi örnek telsizdir. Telsizle gerçekleştirilen uygulamalar çift yönlü eş zamansız iletime örnektir.
Çift yönlü eş zamanlı iletişim ‘tam duplex’ veya ‘full-duplex’ olarak da bilinmektedir. Bu sistemde alıcı taraf ve verici taraf eş zamanlı bir biçimde iletim oluşturabilme özelliğine sahiptir. Çift yönlü eş zamanlı iletişim denilince akla ilk gelen alet tabiki de telefondur.
Günümüzde WiFi / kablosuz ağ sistemi globalde çok etkin biçimde evler, kafeler, oteller ve tüm yaşam, çalışma alanlarında kullanılmakta. Endüstriyel otomasyon sistemleri de wifi sistemi / kablosuz ağ sistemi sayesinde bir sıçrama yaşadı. Gereksiz kablolama ve bakım, onarım masraflarından sıyrıldıktan sonra tek ciddi problem wifi alanındaki güvenlik sorunuydı ancak bunu da Cisco Meraki gibi ürünlerle aşmaktayız.
Ofis faaliyetlerinde kısa, saniyelik hizmet kesintileri yalnızca can sıkıcı bir durum olarak göze çarpmaktadır. Bu kesintinin otomasyon uygulamalarında yani bir fabrika faaliyetinde gerçekleşmiş olması geri dönülemez hatalara sebep olabilir. Güvenilirlik bu noktada oldukça önemlidir. Kablosuz ağların geçmişe kıyasla sıkça tercih ediliyor olmasıyla birlikte operatörler ağlarının güvenilirliğini daha üst seviyeye çıkartmaktadır. Ağ kesintisi faaliyetlerin güvenliği ve verimliliği açısından kayda değer bir etki ortaya çıkararak finansal kayıplara sebebiyet verebilir. Bu noktada bina içi internet alt yapısı oldukça önem arz etmektedir.
Bir binanın alt yapısı ne derecede iyi ise verim almak o derecede daha etkili olacaktır. Bu durumu daha iyi kavrayabilmek için hastane kablosuz ağ sistemleri kurulumunu anlatabiliriz.
Linkedin’de bizi takip edin düzenli olarak paylaştığımız makaleleri kaçırmayın.
Afetlere Göre Müdahale Biçimleri: Bir afet durumunda bu afetin kaynaklandığı noktaya göre tahliye planı da değişkenlik gösterir. Örneğin deprem, sel baskını ya da farklı sebeplerden kaynaklanan doğal afetler için en önce güvenli noktalar bulabilmek amaçlanır. Bunun yanı sıra yangın ve gaz kaçağı gibi diğer afet durumlarında, afetin gerçekleştiği alandan insanların güvenli bir şekilde uzaklaşması sağlanır.
Network yada ağ güvenliği; yetkisiz erişimlere, kötüye kullanma ve hırsızlığa karşı korumadır. Cihazların uygulamaların, kullanıcıların güvenli bir şekilde çalışmasını sağlar.
Günümüzde güvenlik sistemleri katmanlara bölünerek savunma sağlıyorlar. Bunun en büyük sebebi ise çeşitli seviyelerde çeşitli atakların olması. Öte yandan tavşan deliği denilen bazı tuzaklarla da saldırganlar içeriye alınarak fişlenmeye çalışılabilir.
Dijitalleşen dünyada ağ güvenliği artık her zamankinden önemli. Ülkemizden ve uluslararası camiadan pek çok sızıntı haberini duyuyoruz. Bu nedenle markamızın hassas içeriğinin kötü niyetli kişilere ulaşmaması için özen göstermemiz gereken bir konu. Ürününüz basit bir uygulama olsa da komplike ve pek çok ihtiyacı karşılayan farklı bir işler zinciri de olsa ağınızı korumanız gerekmektedir.
Genel Güvenlik Kuralları:
Genel olarak protokol kuralları bu şekilde çerçevelenebilir.
Güvenlik Duvarı (Firewall)
Donanım tabanlı olarak ağa gelen ve ağdan giden veri paketlerini kontrol eder. IP Filtreme, port filtreme, içerik ve web filtreleme yapabilirler. Proxy, stateful multilayer gibi çeşitli firewall türleri bulunur. Data paketlerini takip eden bu yapı güvenliğin en temel unsurlarından biridir.
VPN (Virtual Private Network)
VPN denince konuya biraz hakim olanların aklına çeşitli şirketler gelecek. Aslında bu şirketler aracılığıyla ile bir gizlilik yada ağ güvenliği sağlamak zor çünkü son yıllarda pek çok backdoor’un varlığı ortaya çıktı ancak VPN donanımları tek bir yer üzerinden kontrol etmenize yardımcı olduğu için kıymetlidir.
IDS (Saldırı Tespit Sistemleri)
Sunucu ve ağ tabanlı olarak tasarlanmıştır. Basitçe kulak kabartma diyebiliriz bu sistemin çalışma mantığına. Dinlediği trafiğin kaydını tutar ve bu kayıtları baz alarak atak sezdiğinde önleme aksiyonları alır. Admin yetkisi olanlara mail yada çeşitli yollarla haber ulaştırırlar. Firewall data paketlerini kontrol ederken IDS her data paketini sorgular.
URL Filtering
Çalışanlarınız farklı sayfaları ziyaret edebilir ve ağınızda zayıflıklara neden olabilirler URL Filtering programları bu noktalarda fayda sağlayacaktır.
Herhangi bir ortamın güvenliğini sağlamanın en güvenli yolu kullanımda olan kişilerin farkındalığıdır bunu unutmamalıyız. Gelişen teknolojilerin yardımını bu farkındalığı oluşturmada kullanabiliriz.
SAAS, IAAS, PAAS derken kafanız karışıyor olabilir! Nedir, nasıl, hangisi soruları arasında boğuşuyor olabilirsiniz ve gayet normal çünkü departmanınızın doğası gerekiyor teknik alt yapınız olmayabilir ve fakat teknik departman ile birlikte bir proje oluşturmanız gerekiyor; sizi anlıyoruz. Tüm modelleri detaylı şekilde açıklayacağız.
Veri merkezi sektörün o kadar temel bir konusu ki aslında çevresel her maddeye dokunuyor. Bir proje “bulut” üzerinde çalışıyor olsa bile temelde bir veri merkezine bağlı olmak durumunda. İşte sektörün bu kadar temel bir kolu ile ilgilendiğimiz için bazen yan konularda da sizlerle bilgilerimizi paylaşmak istiyoruz.
Konuya başlamadan önce as-a service mantığından bahsetmek isteriz. Bu mantık bulut tabanlı çözümler sayesinde gelişmiştir. Bu yapılar sayesinde işinize ve sizin için önemli olana odaklanırken GUI kolaylığı ve teknik konulardan sıyrılma nedeniyle pek çok fayda sağlarsınız. SAAS nedir, IAASnedir, PAAS nedir ve nasıl çalışırlar gelin inceleyelim. Sabırsızlar için de küçük bir tanım bırakıyoruz; PAAS: Hizmet olarak platform, IAAS: Hizmet olarak altyapı ve SAAS: hizmet olarak yazılım şeklinde tanımlanabilir. 4 ana bulut çözümünden 3’üdür.
SAAS yani tam ifadesiyle software as a service bir hizmet modelidir. Türkçe karşılığı hizmet olarak sunulan yazılım denilebilir. Kısaca örneklemek gerekirse; Salesforce, magento commerce cloud, shopify örnek olarak gösterilebilir. “Tak çalıştır” mantığıyla kullanabildiğimiz teknik bilgi gerektirmeksizin kullandığımız yazılımlardır. Türkiye’de de SAAS örnekler artık çok fazla örneğin en eskilerinden biri muhasebe yazılımı Paraşüt ‘tür. Bir diğer örnek ise Dropbox’dur.
SAAS projeler abonelik modeli ile çalışıyor. Hizmetler paketlere göre sınıflandırılıyor. Hizmet sağlayıcısı ihtiyaca göre yada aylık, yıllık olarak bölebilir bu sistemi.
Örneğin Salesforce pek çok farklı hizmet içerisinde planları farklı fiyatlarda ihtiyaçlara göre bölmüş. Türkiye’den verdiğimiz örnekte ise Paraşüt oluşturduğu paketleri müşterilerinden aldığı içgörülere göre sınıflandırmış. Burada amacımız herhangi markayı öne çıkarmak değil yalnızca örneklendirmektir.
SAAS projelerde doğrudan yazılımı geliştiren firmaya ödeme yaparsınız. Yazılımı geliştiren firma da herhangi bir güncelleme yaptığında tüm müşterilerine bu yenilikleri eş zamanlı olarak sunar. Bir diğer en büyük artısı da ölçeklenebilir olmasıdır; çoğu zaman yalnızca bir tuş ile planınızı yükselterek ihtiyaçlarınızı karşılamaya devam edebilirsiniz.
Bu noktaya kadar SAAS ile ilgili iki örnek üzerinden artıları ve eksileri kısaca paylaştık. SAAS projeler hayatımızı ciddi şekilde kolaylaştıran önemli yazılım çözümleri ve sanallaştırmanın getirmiş olduğu kolaylıkları da etkin kullanıyorlar. Gelin şimdi IAAS modeline yoğunlaşalım:
IAAS için kısaca hizmet olarak alt yapı diyebiliriz Türkçe ifade etmek gerekirse. İngilizce açılımı ise infastructure as a service’dir. SAAS modelinde olduğu gibi IAAS modelinde de üçüncü taraf bir çözüm ortağı abonelik modeli aracılığıyla size dilediğiniz sanallaştırma ve depolama gibi altyapı hizmetlerini sunar. Tüm as-a service modeller gibi IAAS’da bir kullandıkça öde modeline sahiptir. Yani sahip olduğunuz hizmet aboneliği size yetmediğinde yükseltebilir veya ihtiyacınız kalmadığında düşürebilirsiniz.
IAAS modelini kendi altyapınızı oluşturmak için bütçeniz yoksa, ihtiyaçlarınız dengesizse, yalnızca kullandığınız kaynaklar için ödeme yapmak ancak yine de altyapı üzerinde tam kontrole sahip olmak istiyorsanız kullanabilirsiniz.
IAAS Proje örnekleri:
Türkçe ifadesiyle PAAS hizmet olarak platform’dur. İngilizce olarak açılımı ise platform is a service’dir. Genellikle uygulamalar için kullanılan bir as-a service modelidir. PAAS modeli için çerçeve tanımlaması yapabiliriz. Yani yazılımcıların üzerine uygulama kurabilecekleri özelleştirilmiş bir alan sunar. Geliştiriciler uygulamaların yönetimini sürdürürken, tüm sunucular, depolama ve ağ oluşturma, kuruluş veya üçüncü taraf sağlayıcı tarafından yönetilebilir. SAAS modelinden farklı olarak yazılım sunmak yerine yazılım geliştirilecek bir ortam sunar diyebiliriz kısaca.
PAAS Modelinin Dezavantajları:
PAAS Proje örnekleri:
Doğuş olarak IAAS, PAAS ve SAAS projelerindeki ihtiyaçlarınızı sizlerle birlikte belirleyebiliriz. Son bir netleştirme amacıyla pizza as a service anolojisi ile makalemizi sonlandırmak istedik. Çeşitli bulut tabanlı çözümlerde de sizlere hizmet veriyoruz. Örneğin: Cisco Meraki bizim için en önemli hizmetlerden biri… Veri merkezi yada bulut tabanlı çözüm ihtiyaçlarınız için bize ulaşın.
Server odalarında, daha büyük ölçekli olarak veri merkezlerinde cihazların monte edildiği, düzgün şekilde istiflendiği yapılara rack kabinet denir. Şu anda en çok kullanılan standart ise 19″ olarak tanımlanmıştır.
Rack Kabinet yani sunucu/server rafı sayesinde donanımlarınız tam korunmalı bir şekilde kalır. Hava dolaşımı ve nem kontrolü sağlanır. Özel kilitleme sistemleriyle erişim kısıtlanır. Bu durum donanımların uzun ömürlü olmasını da sağlar.
Rack Kabin’in ne olduğunu biliyor ancak detay bilgi arıyorsanız Rack kabinet nasıl seçilir? Yazımızı incelemenizi tavsiye ederiz.
Aslında iki nedenden Rack kabinet kullanılır: Hırsızlara, kazalara karşı koruma ve işte süreklilik. İkincisi hava dolaşımı ve estetik görünüm.
Sunucu kabini seçiminde U alanı hesaplamaları detay ve önemli hesaplamalardır. Rack kabinet nasıl seçilir? da da örneğini veriyoruz ancak burada da bahsedelim: 1U = 1.75″ olarak hesaplanmaktadır. 44.55 mm karşılığı vardır.
Bugün oteller için oluşturduğumuz ikinci blog yazımızda Otel otomasyon ve Akıllı Bina Sistemleri konusuna değineceğiz. Son yıllarda tüm sektörlerde dijitalleşme büyük önem kazanırken, yönetim sistemlerininde akıllı olması ve tüm mekanizmanın teknolojik ortamda yönetimi hizmet/ürün satan ve alan arasındaki bağı kuvvetlendirdi. Operasyonel zorluklardan, büyük kaygılardan arınmış bir üretici, müşterisini memnun etmek için farklı alanlara da yönelebilir oldu. Böylece talep edenin doygunluğu da farklı noktalara ulaştı.
Hizmet endüstrisinin en komplike tesisi olan oteller içerisinde çok farklı sektörleri barındırıyor. Tüm birimlerin minimum hatayla 7 gün 24 saat çalışması, her daim misafiri memnun etmesi ve oluşan akut sorunları çözmesi gerekiyor. Çoğu zaman anlık çözümler ilerleyen dönemlerde kalıcı sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle, yapılan her hamlenin hesaplı ve takip edilir olması çok önemli.
Lobide bizi karşılayan robotlar günümüz teknolojisinde mümkün olsa da otel otomasyon ve akıllı bina sistemleri derken elbette bu kadar radikal bir değişimden bahsetmiyoruz. Konaklama endüstrisi için bina otomasyonu; konuklara minimum temasla, zahmetsiz ve teknolojik bir hizmet vermek anlamına gelebilir. Tüm otomatik süreçlerin, manuel süreçlerle harmanlanması ve misafirin sorunsuz hizmet almaya devam etmesi günümüzün temel konusudur.
Özellikle pandemi süreci bize gösterdi ki hizmet sektörü yeni teknolojileri kabul etme ve dönüşüm konusunda oldukça geriydi. Bu nedenle ön muhasebe yönetimi dışında farklı konular da gündeme gelmeye başladı. Maliyetleri düşüren takip teknolojilerinden başlayarak pek çok şey özellikle geçtiğimiz iki yılda değişti.
Otomasyonla ilgili genel kaygı hizmet anında oluşan duygusal bağın zedelenmesi. Kesinlikle otel otomasyon ve akıllı bina sistemlerinin böyle negatif bir sonucu olması söz konusu değil aksine, kalite artışı ve gereksiz temasların giderilmesi nedeniyle memnuniyetin arttığı görülüyor.
Doğrudan Bizlere Sorabilirsiniz:
Ekibinizi düzene Sokun: Görev yönetiminin otomatikleşmesi, hatırlatma özellikleri işlerin daha doğru zamanda sonuçlandığını göreceksiniz. Herhangi düzeyde personeliniz ondan bekleneni net biçimde anlayarak görevi ne zamana kadar sonlandırması gerektiğini bildiğinde süreçlerin ilerlediğini anlayacaksınız. Bu konuda en iyi örnek dijitalleşmenin odağı olan yazılımcıların kullandığı iş yönetim programlarıdır.
İş Süreçlerini Standartlaştırın: Yönetim süreçlerinde bireysel standartlar yerine kurumsal standartlar belirlemek ve bunları otomasyona bağlamak hizmet anlayışında çağ atlatacak ve ekibi düzene sokan ikinci bir madde haline gelecek.
Dönüşüm / Rezervasyon Takibi: Misafir taleplerinizi telefon, telsiz, whatsapp ile alabilirsiniz. Ancak hangi noktadan talebin geldiğini takip edememek tüm süreçlerinizi mahvedebilir. Kanal yönetimi programları sayesinde hem dijital pazarlama giderlerinizin karşılığını görürsünüz hem de short’a düşme gibi tehlikelerden kaçınırsınız.
Yazılımın Gücü: Çeşitli yazılımlar sayesinde detaylı analizler elde edebilirsiniz. Örneğin personel verimliliği, elektrik harcamaları, odalardan elde edilen kazançlar, restorant gider ve gelirleri ve pek çok farklı analiz. Örneğin bir tesisin hangi bölümünde daha fazla enerji harcanıyor bunu hesaplayabilirsiniz.
Doğuş olarak tüm süreçlerinizi içeride yönetmeniz için çalışıyoruz. Server ihtiyaçlarınızı in-house kurgulamak isterseniz lütfen Server odası ihtiyaçları yazımızı okuyun. https://dogus.com.tr/oteller-icin-server-odasi/
Otel işletmelerinde gelirlerin %50’sinden fazlası odalardan gelirken. Giderlerin de çoğunluğu yine elbette odalarda oluşuyor. Otel Otomasyon ve Akıllı Bina Sistemleri bu noktada çözüm sunuyor. Mimari olarak elbette oda tasarımına dikkat ediliyor. Otel Otomasyon ve Akıllı Bina Sistemleri çok dikkat edilmese de projenin önemli maddelerinden biri. Bu nedenle yukarıdaki maddelere ek bazı konulardan daha detaylı bahsetmek isteriz:
Yapı projesi ne kadar iyi olursa olsun doğru tasarlanmamış bir aydınlatma sistemi enerji verimliliği dışında konforu da etkileyecektir. Aydınlatma otomasyonu denildiğinde yalnızca içeride çalışan cihazların takibi algılanmasın odaların aldığı ışığın doğru hesaplanması da önemlidir. Bu nedenle proje henüz mimari aşamadayken mimarların, doğru yönlendirmelerle operasyonel konularda da düşünmesini istemek doğrudur.
Oda içerisindeki ısının önemi malumunuz, doğru verimlilikte çalışması metrekare hesapları maliyetlerden kurtaracak ve konforu artıracaktır. Bunun yanında günümüzde bu sistemlerin nem ve filtre kontrolleri de önem kazanmıştır. İklimlendirme Nedir? Yazımızı okumanızı rica ederiz.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm konulara ek olarak blog sayfamızda da sıkça bahsettiğimiz yangın söndürme sistemleri, CCTV sistemleri ve özellikle odalar dahil otelde çok fazla kullanılan kartlı geçiş sistemleri de önemli diğer konulardır. Tüm ilgili yazılara Bina Teknolojileri kategoirimizden ulaşabilirsiniz: https://dogus.com.tr/bina-teknolojileri
Doğuş olarak bir yapının proje tasarım aşamasından en son noktasına kadar tüm ekiplerle birlikte koordineli olarak çalışıyor. Yapının ihtiyacı olan tüm unsurlarda yer alıyoruz elbette özellikle zayıf akım çözümleri ve sistem odaları alanında özel desteklerimiz oluyor. Bu noktada 500’ü aşkın proje ve 35 yıllık tecrübemizle yanınızdayız.
Son zamanlarda büyüklüğü fark etmeksizin pek çok projede kullandığımız Cisco Meraki hakkında detaylı bilgiler vermek istedik. Bu yazımızda Cisco Meraki ve kullandığı teknoloji hakkında bilgiler vereceğiz. İlk anda hatırlatmak isteriz; konu ile ilgili tüm sorularınızı ister mail ister arama yoluyla sorabilirsiniz.
Yolculuğumuz uzun. İçerik tablosu bölümünden bildiğiniz konuları atlayarak ilerleyebilirsiniz. Cisco Meraki ürününü merak eden ve konu hakkında yeterli bilgisi olmayan kişileri de kapsayacak bir detaylı anlatım oluşturmak istedik.
On-premise sistemler nedir, SD-WAN teknolojisi nedir gibi konulara da değinmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu konularda daha detaylı yanıtları verdiğimiz blog yazılarımız da elbette olacak. Cisco’nun On-prem hizmetleri ile Meraki hizmeti arasındaki farkı da böylece kavramış olacağız.
On-premise Sistemler Şirket içi olarak da anabileceğimiz on-premise sistemler; mühendislik bilgisinin daha fazla kullanıldığı farklı lisanslara ihtiyaç duyulan, bulut yapılara göre daha fazla donanım ihtiyacı duyan yapılardır ancak bunun yanında daha fazla esneklik sunarlar.
Cisco On-prem Hizmeti: İsmi üzerinde bir şirket içi (on-premise) sistem olduğu için farklı donanımlara ve daha fazla teknik bilgiye ihtiyaç duyar. Gizli maliyetlerin karşınıza çıkabileceği bir yapıdır ancak bunun yanında esnekliği sayesinde etkin farklı çözümler sunar. Avantajı ise peşin maliyetlerin fazla olmasıdır yani yıllık maliyetlerden de kaçınırsınız. Aldığınız donanımlar sizindir. Cisco Meraki tarafında sunulan müşteri ilişkileri yönetiminden de feragat etmeniz gerekmekte.
Cisco Meraki sektör liderlerinden konforlu bulut tabanlı ağ teknolojisi olarak karşımıza çıkıyor. Kullandığı SD-WAN teknolojisi ile neredeyse tak çalıştır bir yapı oluşturuyor. Bulut tabanlı sistemler kullanırken yapıyı kurmak gerçekten de kolay ancak kullanıcı ara yüzünün de önemi çok büyük. Yönetim panelinde işlemleri daha az zaman harcayarak yapmak ve alışmak çok önemli.
Bu nedenle Cisco Meraki öne geçiyor. En büyük avantajlardan biri ise meraki hakkındaki global blog makaleleri sayesinde farklı bilgilere hızlı erişim kolaylığı. https://gblogs.cisco.com/tr/tag/meraki/
Bulut Tabanlı: Yönetim paneli interneti olan herhangi bir bilgisayar üzerinden erişilebilir ve yönetilebilirdir. Ayrıca, Meraki Android ve IOS uyumlu uygulamaya sahip. Uygulamanın en büyük gücü herhangi bir yerden yönetilebilmesidir. Oysa premise-based sistemler aynı lokasyondan VPN ile yönetilmelidir.
Kolay Kullanılabilir Arayüz: Yapılandırılması kolay, hızla anlaşılabilir bir arayüze sahiptir ve daha fonksiyoneldir. Admin yetkisine sahip kullanıcılar kullanım öncelikleri, kritik uygulamalara öncelik verme, wireless erişimi ve pek çok farklı yetkilendirmeyi/yönetimi yapabilir, cihaz veya grup cihaz düzeyinde işlemler uygulayabilir. Sözün özü birkaç tıklamayla tüm yönetimi kolayca sağlayabilir.
Tek Sayfa Altında Yönetim: WAN, LAN, WLAN ve mobil cihaz yönetimini tek bir sayfada birleştirme yeteneklerine sahip Cisco Meraki, on-premise sistemden farklı olarak çok önemli bir kolaylık sağlar.
Her Zaman Güncel: Yıl içerisinde en iyi ihtimalle bir – iki güncelleme yapılan zamanları geride bıraktık. Bir güncelleme ile iş süreçlerinin aksaması ve sorunlar nedeniyle kayıplar yaşama kaygısı Cisco Meraki‘nin bulut tabanlı yaklaşımı ile son buldu. Hiçbir planlama yada teknik bilgi gerektirmeden tüm ağ otomatik olarak güncelleniyor.
BİZE YAZIN:
Meraki’nin özelliklerinden bahsettik. Bulut tabanlı yapısının kolaylık sağlaması bizler için önemli ancak kullandığı SD-WAN teknolojisinden de bahsetmek isteriz.
SD-WAN (Software-Defined Wide Area Networking -Yazılım Tabanlı Geniş Ağ Alanı) : Bir kuruluşun farklı konumlardaki iş süreçlerinin kriptolanarak internet üzerinden iletişim kurdurulmasını sağlayan ağ teknolojisidir. Özünde SDN teknolojisinin spesifikleşmiş bir uygulamasıdır. Bu metod ile ağ iletişimi daha esnek ve akıllı şekilde yönetilebilir. SD-WAN Nedir sorunun en kısa yanıtı olarak verilebilir.
SD-WAN son yıllarda Cisco Meraki gibi çözümler sayesinde daha konuşulur hale geldi. Maliyet ve teknik sorunlara verdiği yanıtlar ile kurumların operasyonları rahatladı. MPLS hizmetlerden bağımsız bir şekilde çalışabilmesi sayesinde kurumların operasyonel vizyonları ile örtüşme yaşandı. SD-WAN’ın en kıymetli avantajı: İki banka şubesi yada iki okul tesisi arasında laptop ve teknik aletlerle koşturan teknik personele büyük oranda ihtiyaç kalmamasıdır. Tak çalıştır özelliği ile kısa bir eğitimin ardından BT personeli bile olmayan kişiler yönetim panellerine hakim olabilir. Bu noktada Cisco Meraki yine öne çıkıyor diyebiliriz.
VPN Teknolojilerindeki iyileştirmeler ile cihazların yönetimsel bazı yükleri de hafifliyor. Böylece trafik şifrelemesine odaklanıyorlar. Otomatik yönlendirme faaliyetleri sayesinde ise tek tek protokol yönlendirmeyle uğraşmamıza gerek kalmıyor.
SD-WAN teknolojisi ile Güvenlik politikalarının uygulanması, ölçeklendirme gibi hassas konular da daha kolay ve maliyetsiz ele alınabiliyor. Programlanabilirlik sayesinde ise ekstra ihtiyaçlar sonuçlandırılabiliyor.
SD-WAN Cisco Meraki ürününden de bağımsız oldukça detaylı bir konu. Farklı detaylar ilerleyen günlerde blog sayfamızda olacak.
Operasyonel maliyetlerin çoğundan sizi kurtaran bir sistem elbette kullanılmalı. Şirket içi sistemlerdeki teknik personel bulundurma zorunluluğu ve oluşan sorunlara fiziksel müdahale zorunluluğu Türkiye gibi altyapı bakımından zayıf ülkelerde ciddi farklı sonuçlar doğurabilir. Cisco Meraki Yalnıca internetin varlığına ve arayüzü iyi kullanarak, çalışmalara odaklanan bir admin kullanıcıya ihtiyaç duyuyor.
Referanslarımız hakkında bilgi almak ve sorularınızı yöneltmek için bize ulaşın.
Server Odaları temelde aynı işlevde olmakla birlikte sektörel ihtiyaçlara göre farklılık göstermektedir. Genişleme planları, donanımın üzerinde koşacak işlemler ve süreçler detaylı şekilde hesaplanmalı. Server odası ihtiyaçları belirlenirken temel bazı konulara dikkat edilmeli:
! Herhangi Sorunuzda bizlere telefonla ulaşabilir veya mail atarak sorularınızı iletebilirsiniz. 0212 222 89 89
Öncelikle mevcut durumda bir alanınız /odanız varsa bu alanın gereksinimlerinizi karşılayıp karşılamadığını kontrol etmelisiniz. Cihazlarınızın aşırı ısınması, güç kaynağı yetersizliği yada yaptığınız işlerle ilgili oluşan bir donanımsal yetersizlik sorun yaşamanıza neden oluyor olabilir. Bu nedenle bir ek kabin veya daha büyük bir alana geçmeniz gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Bizler bu noktada ek maliyetlerden sizleri kurtarabilmek için öncelikle ihtiyaçlarınızı en doğru şekilde belirlemek üzerine çalışıyoruz.
Mevcut durumda bir Server odanız yoksa ve planlayabilir haldeyseniz proje tasarımı safhasından itibaren yukarıda bahsettiğimiz maddeler ile birlikte yine ihtiyaç saptamak gerekiyor. Bulut sistemler kullanmayacaksanız; enerji yönetimi, ortak alan yönetimi, bina yönetimi oda yönetimi gibi konular için kesintisiz çalışacak bir sistem kurmalısınız.
Otel yönetim sistemi, bir diğer adıyla konaklama yönetim sistemleri tesisinizin akıllı olmasını sağlayarak sizleri maliyetlerden kurtarmasının yanı sıra operasyon süreçlerinin en doğru şekilde ilerlemesine yardımcı olur.
Konuk Odası Yönetimi: Misafirleriniz zamanlarının yalnızca %20 ile 30’luk bir kısmını odalarında geçirirler ancak enerji tüketiminin yaklaşık %60’lık kısmını odalarda bulunan araç-gereçler harcar. Misafirlerin kolaylıklarını riske atmadan enerji tasarrufu yapmak gerekir. Zayıf akım çözümleri de işte tam olarak bu noktada devreye giren bir teknolojiler ağı aslında. Aydınlatma ve enerji otomasyonları sayesinde misafir odada değilken enerji tasarrufu yapılabilir. Aslında bu konuya en güzel örneklerden biri kart yardımı ile içeri giriş ve aynı kart ile elektriğin açılmasıdır. Bu tip çalışmalar %20’ye yakın tasarruf etmenizi sağlar.
Bina Yönetimi: Konaklama işletmeleri, yönetilmesi hayli zor yapılardır. Misafirleri rahatsız etmeden tüm ihtiyaçlarını gidermeli, ekstra hizmetler sunmalısınız. Bu noktada kullanılacak yazılımlar, afet acil durum planları içerisinde yangın söndürme sistemleri, geçiş kontrol sistemleri gibi pek çok parametre doğu şekilde planlanmış olmalıdır.
Sürekli olarak hizmetin verildiği, insanların konforlarının önemsendiği bu önemli tesislerde HVAC özelinde değil pek çok farklı kulvarda da planlamalar yapmak ve uzman kişilerden görüş almak çok önemlidir. Tüm sorularınızı yanıtlamak için bekliyoruz.
Sanallaştırma Nedir, yıllardır aranan esnekliği sunmuş bir teknolojidir. İşletim sistemleri ve uygulamalar sürekli daha fazlasını ister; veri, işlem gücü, bellek. Fiziksel ortamda bu ihtiyaçları karşılamak maliyet bakımından imkansıza yakındır. Oysa sanallaştırma (virtualization) sayesinde tek bir fiziksel makinenin birden çok gibi davranmasını sağlayarak maliyet yükünden kurtulabiliriz. Sözün özü, bu teknoloji ile tek bir donanımsal sistem üzerinden birden çok ekosistem ve dedike edilmiş kaynak elde edebiliriz. (bellek, işlemci, depolama alanı)
Sanallaştırma teknolojisinin en büyük faydalarından biri de oluşabilecek güvenlik açıklarının da önüne geçmesidir. Virtual Machine’e (Sanal makineler) bir yazılım aracılığı ile bölünmüş cihazlar arasında geçiş mümkün olmayacaktır. Sanal makineler ile kaynaklar ayrılır ve uygun şekilde dağıtılır. Bir örnekle bu durumu açıklayalım:
3 adet fiziksel olarak belirli işlere atanmış olan donanımınız olsun. Bu donanımların görselde görüldüğü gibi her gibi farklı işlerle ilgileniyor. Örneğin: %30 mail, %30 web, %30 uygulama. Uygulama tarafındaki işleriniz önemli olduğundan bu cihazı korumanız gerekir değil mi? Bu sorunun cevabı geleneksel olarak evet. Önceki zamanlarda bir sunucu için, bir işletim sistemi, bir görev şeklinde bir sistem uyguluyorduk.
Sanallaştırma ile bir sunucuya birden fazla beyin verebiliyoruz yani uygulama görevleri için ve mail görevleri için bağımsız görevler atabiliyoruz ve buradaki işlemler birbirinden tamamen ayrı olarak. Donanım miktarı aynı verim fazla. Ayrıca buradaki sunucuların alan yüzdesini de değiştirebiliyoruz. Bu haliyle boş olan sunucu yeniden programlanarak görevlendirilebilir haliyle kullanıma hazır olarak bekliyor.
Sanallaştırma Ne amaçla Kullanılır?
Farklı kullanım amaçları nedeniyle sanallaştırma uygulanabilir. Data sanallaştırma, Bilgisayar sanallaştırma, Sunucu sanallaştırma, İşletim sistemi sanallaştırma, Ağ Sanallaştırma olarak sıralanabilir.
Veri (Data) Sanallaştırma: Farklı noktalara dağılmış veriler tek kaynakta birleştirilebilir. Sanallaştırma uygulamaları kaynağın ön kısımda yer alarak ihtiyaca uygun biçimde kullanılmasını sağlar.
Masaüstü Sanallaştırma: Her cihaz için yeniden donanımlar oluşturmak farklı maliyetlere katlanmak yerine. Tüm birimlerin sanal masaüstlerine ulaşarak toplu işlemler yada tekil task’lar yapmasına, yönetmesine olanak sağlar. İşletim sistemi sanallaştırması ile kolayca karıştırılabilir.
İşletim Sistemi Sanallaştırma: Linux ve Windows’u yan yana çalıştırmanın kullanışlı bir yoludur şeklinde özetlenebilir. Masaüstü sanallaştırmada olduğu gibi donanımsal maliyetlerden kurtulmamızı sağlar. Güvenliği artırır (ortam izleme ve izolasyon) ve iş yükünden kurtarır.
Sunucu Sanallaştırma: Yukarıda örneğini vererek açıkladığımız konu aslında sunucu sanallaştırmadır. Daha fazla bilgi için: https://computer.howstuffworks.com/server-virtualization.htm
Ağ Sanallaştırma: Fiziksel bileşenlerin sayısını azaltır. Telekomünikasyon sektöründe daha çok kullanılan bir yöntemdir.
Sonuç:
Ölçeklenebilir, daha güvenli, hızlı, kapalı kalma süreleri azalmış, tasarruflu bir teknolojidir. Doğuş olarak çalışma süreçlerinizi dikkatle dinliyor, mühendis kadromuzun görüşleriyle ihtiyacınız olan çözümleri sizlere dikkatle sunuyoruz. Sunumumuzu indirmek için: https://dogus.com.tr/veri-merkezi-cozumleri-sunum/
Sistem odaları afet, acil durum koşulları dahil çalışmaya devam etmekle yükümlü son derece kritik ortamlar. O halde, bu alanların ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi gerekiyor. Ortamın iklimi de olmak üzere düşünülmesi gereken çok fazla konu var. Bu odaların tecrübeli profesyonellerce yapılmasının önemine yazımızın ilk cümlesinden dikkat çekmek isteriz.
IT ortamında, sistem odaları 10-20 metrekareden birkaç yüz metrekareye kadar olan alanlara verilen isimdir. Bu ortamların çok daha büyük olması halinde artık isimlerini veri merkezi olarak anmak gerekir diyebiliriz. Sistem odaları herhangi bir boyutta ve şekilde olabilir ancak önemsenmesi gereken bazı maddeler olduğunu söylemek isteriz. Farklı kullanım amaçları için planlanan ve daha sonra server odasına dönüştürülen alanlarda en önemli konu iklimlendirme olmaktadır; hava akımı ve soğutma başlıca önemli hususlardır.
Birçok sektörden sayısız marka dijitalleşmenin hızına yetişemedi ve yapı planlarına sistem odası ihtiyaçlarını eklemedi. Haliyle yukarıda da bahsettiğimiz iklimlendirmeden başlayarak farklı sorunlar oluştu; Merdiven boşluğu, bina boşluğu, depo gibi alanlar bir anda server odası halini aldı. Sözün özü, plansız oluşturulmuş bu alanlar cihazların yüksek verimde çalışması için tasarlanmış ortamlar olmadığından ilerleyen süreçlerde maliyet yüklerine ve iş aksamlarına neden olmakta. Bir sistem odası, teknik ekipmanın düzgün çalışması için aşağıdaki tasarım özelliklerinden bazılarına veya tümüne sahip olmalıdır:
Hassas Çevre Kontrolü: Bulunduğunuz yapı “akıllı” olarak nitelendirilen bazı özelliklere sahip olmayabilir yani bina otomasyonu, aydınlatma otomasyonu gibi bazı endüstriyel otomasyon standartlarından uzak olabilir ancak birkaç basit sensör yardımıyla nem, sıcaklık ölçümü yapılabilir. Bu cihazlar sayesinde odaların istenen koşullarda olmasını sağlayabilmekteyiz.
Hava Akımı: Koşullar uygunsa, bir takım yapısal değişiklikler de eklenerek hava statiğini düzenlenebilir.
Yangın Söndürme Sistemi: Herhangi bir afet durumunda sunucu odasına manuel müdahale etmek her zaman mümkün olmayabilir. Ayrıca, manuel söndürme işlemi hasarın istemeden büyümesine neden olabilir. Yangın söndürme sistemleri sayesinde donanım güvende kalırken yangın söndürülür.
Yapısal Kablolama: Sunucu odalarında kilometrelerce kablo olabilir. Hava dolaşımından, ısıya kadar kablolamanın negatif sonuçlarından kaçınmak gerekir. Yapısal kablolama çalışmaları sayesinde karışıklık, toz ve diğer çevresel negatif etkilerden arındırılır. Örneğin yangına dayanıklı bir döşemenin altından geçen kablolar sayesinde afet durumunda oluşacak hasarlar da minimize edilir.
Güç Kaynağı: Güç kaynağının doğru hesaplanması, yedek kaynakların yerleştirilmesi çok önemli bir konudur. Elektrik kesintileri ve diğer olumsuz durumlarda güç dalgalanmalarını önlemek hem iş sürekliliği için önemlidir hem de donanımsal maliyetler oluşmasını engeller.
Donanım Seçimi: Bilgisayar seçimleri, kabinler de sistem odası ihtiyaçları belirlenirken dikkat edilmesi gereken konulardan biri. Gereğinden fazla cihazın bulunması da yetersiz ortam oluşması da planın doğru yapılmadığını gösterir. Cihaz alımı yapılırken, donanımın üzerinde koşacak yazılımların işlemci mimarilerin doğru seçilmesi gerekir.
Yukarıdaki maddelerin yanı sıra fiziksel güvenlik koşullarının uygun olması verilerinizin güvenliği için önemlidir. Kartlı geçiş sistemleri, güvenlik kamerası gibi konuların yanı sıra anlaşacağınız güvenlik firmasına kadar her konu aslında hassas öneme sahiptir. Elbette, bir projede tüm koşullar sizlerin kontrolünde olmayabilir. Bu nedenle bahsedilen maddelerin kontrolünüzde olan kısımlarında. Maliyet kritik, uluslararası standartla proje tasarımı çok önemlidir. Birlikte çalıştığımız pek çok global markadan edindiğimiz tecrübelerimizi, sizlerin projelerinde de kullanmaktan mutluluk duyarız.
Teknolojinin gelişmesi üretim ve yönetim alanlarında maliyet kritik sistemlerin oluşmasını sağladı. Her verinin istatistik metodlarıyla izlenmeye başlanması sonucu bugün dünya artık farklı bir noktada. Lojistiğin dağıtımı ve e-ticarette stok yönetimi de en önemli hususlardan diyebiliriz. Stok yönetimini detaylı olarak ele almaya çalışacağız yazımızda.
Stok yönetimi, sektörün sezonsal ivmelerini bilmenin yanı sıra makro ekonomik dengelere de hakim olmak ile ilgili aslında çünkü farklı zamanlarda maliyet dengesizliği oluştuğunda ciddi problemler olabilir. Öte yandan, e-ticarette anlık bir satış dalgasına yakalanmak markanızı ciddi sıkıntıya sokabilir.
Derinlere inmeden önce e-ticaret stok yönetimi alanında en önemli konunun satışta görünen bir ürünün stokta olması ve hızla müşteriye ulaştırılmak üzere lojistik operasyona teslim edilmesidir. Dolayısıyla, pek çok farklı platformda satış yapan markaların özellikle tek panel üzerinden yönetim yapması gerekir. Panel üzerinden en basit haliyle barkod sistemi ile tüm depo koşullarına hakim olunabilir. Kritik seviyeye inen ürünlerden haberdar olunması, bildirimler alınması gibi farklı konular da elbette bahsedilmesi gereken hususlar… Peki detaylarda neler var?
Kontrolsüz bir tedarik zinciri e-ticaret stok yönetiminde felaketlere sebep olabilir. Maliyet bakımından sorunlar oluştururken, ürün stoğunun durum bilgisi tamamen kayıp hale gelebilir. İadede olan ürünler, lojistik ağında yani hali hazırda transfer edilen ürünler, deponuzda ve mağazanızda bulunan ürünler doğru şekilde sisteme işlenmezse “stok tükendi” bilgisi yada çeşitli uyarılar sonucu müşteri yada siz durumdan hoşnutsuz hale gelebilirsiniz. Öte yandan, ekonominin dalgalı olduğu yada niş ürünün tedarik edildiği zamanlarda bir tedarikçi ile hareket etmek maliyet, zaman ve ürün adeti bakımından sorunlar oluşturacaktır.
Sipariş Takibi
Siparişlerin zamanı, sayısı, özel gün takibi sizin için en önemli maddelerden biri. Niş bir ürünün aniden tükenmesi sonucu yeni siparişlerin alınamaması özel kitlenin rakiplere kaçmasına neden olabilir. Mevsimsel döngüleri ve major etkenleri iyi hesaplamalı sirkülasyon yaratan ürünler yanında az bulunan ancak satış getiren ürünleri de takip etmelisiniz.
“e-ticaret stok yönetiminde ürün takibi ve sipariş takibinde yaşanacak aksaklıkları emniyet stoğu engelleyebilir.”
ABC Analizi
Ürünleri ister fiziksel mağazalarımızda ister online mağazalarımızda satalım pekçok kez AB testi gibi çok kullanılan testleri uygularız. Bu testler özellikle kullanıcıların aksiyonlarına yönelik yapılan kârı maksimize etmeyi amaçlayan testlerdir. İşte ABC testi de bu minvalde özel bir testtir. 80/20 prensibine dayanır. Genel itibarıyla cironuzun %80’i ürün gamınızın %20’sinden geliyor diye düşünülür. O halde buradaki hacmi en doğru şekilde keşfetmek için bir ABC testi uygulayabilirsiniz. ABC Testi, Müşteri taleplerinin miktar karakteristiğine göre gruplandırılmasını amaçlar. Ürünler talep miktarına göre A, B, C olarak sıralanır. Detaylı bilgi için: ABC Analizi
A: Toplam talebin yaklaşık %80’ini oluşturmalarına rağmen ürün gamınızın %20’sini kapsayan ürünlerdir.
B: A grubunun ardından toplam talebin yaklaşık %20’sini oluşturan ürünlerdir. Ürün gamının ise yaklaşık %20-30’unu oluştururlar.
C: Toplam ürün gamının %50-70’lik kısmını kapsar. Talebin Çok az kısmını karşılarlar.
Pareto analinize göre oluşturulan ABC analizi hangi ürünlere yoğunlaşılması ve stok yönetimi yapılması gerektiğini göstermesinin yanında üretimin ve pazarlama faliyetlerinin de nereye yönelik yapılması gerektiği hakkında fikir verir. Satış dengesizliklerinden yararlanarak, doğruyu bulma yöntemi olarak özetlenebilir.
A Grubu Ürünler:
Sıkı envanter kontrolüne tabii tutulur ve stok açısından son derece güvendedirler.
Bu ürünler, geleceğe yönelik satış hedefleri en iyi hesaplanmış ürünlerdir.
Sirkülasyonu yüksek ve sürekli sipariş alan ürünlerdir.
B Grubu Ürünler:
Bu ürünler ara ürünlerdir, A grubu kadar sıkı kontrol altında olmasalar da C ürünlerine göre daha değerlidirler ve A grubuna geçiş ihtimalleri söz konusudur. Ancak C kategorisine düşmeleri de söz konusu olabilir.
C Grubu Ürünler:
Ürün gamının çoğunluğunu oluşturmalarına rağmen sirkülasyonu düşüktür bu nedenle yalnızca B ve A grubuna yönelme ihtimali olanların dikkatle izlenmesi gerekir.
ABC Methodu Faydaları
ABC Methodu; e-ticaret stok yönetimi ve aslında tüm tedarik zinciri ihtiyaçlarında kullanılan bir yöntemdir.
1- Daha önce de belirtiğimiz gibi stok alanındaki yönetimin doğru yönlendirilmesini sağlar ve maliyet kritik sonuçlar verir.
2- Optimum stok level’larının bulunmasını ve sipariş gelen ürünün satışının artırılmasına yardımcı olur.
ABC Methodu Eksik Yönler
1- Yöntem nicelik bakımından bir analiz sunduğu için işletmeniz için farklı niteliksel olguları kaçırabilir. Bu nedenle yorumlar, dikkatle yapılmalıdır.
2- Analizin çalışması için hali hazırda iyi bir envanter bilgisi gerekmektedir. Aksi halde yanlış sonuçlar verebilir.
FIFO/LIFO Yöntemleri
First in First Out (İlk giren ilk çıkar) ve Last in First Out (Son giren ilk çıkar) yöntemleri e-ticaret stok yönetiminde farklı yerlere sahiptir.
İlk Giren ilk çıkar (FIFO): Son kullanma tarihli yada trend olan ürünler bu kategoride değerlendirilebilir. Aslında bu yöntem çok sık kullanılır.
Son Gelen İlk Çıkar (LIFO): Yüksek maliyetli, düşük marjlı ürünler için geçerli bir yöntem olabilir. Özellikle enflastyonist dönemlerde tercih edilebilir.
Stok Yönetimi konusunu günümüz şartlarını düşünerek e-ticarette stok yönetimi olarak ele alsak da Doğuş olarak tüm projelerinizde tasarım aşamasından son noktaya kadar yanınızdayız. Zayıf akım çözümlerinden (yangın algılama, cctv gibi), veri merkezi, it odası çözümlerinize, akıllı bina otomasyonlarından, aktif network çözümlerine kadar tüm projelerinizle ilgili sorularınızı iletebilirsiniz.
Bazı durumlarda yangının üst taraftan söndürülmesi gerekmektedir. İçinde bulunan su ve kimyasalları alevlerin üzerine boşaltarak yangının kontrol altında tutulmasını sağlayan yangın söndürme sistemlerine sprinkler yangın söndürme sistemleri denilmektedir. Bazı yangınlar birden büyümekte ve farklı yöntemlerle yangına müdahale edilebilmesi mümkün olmamaktadır. Bu şekilde aniden yangının büyümesi ihtimali bulunan yerlerde sprinkler sulu yangın söndürme sistemleri algılama sensörlerini harekete geçirmektedir ve işletme veya ticari kuruluşları can ve mal kaybından korumaktadır.
Çok geniş alanlarda yeteri kadar işlevsel olan sprinkler sulu yangın söndürme sistemleri A ve C sınıfı yangınlarda çok fazla işe yaramaktadır. Birden fazla sprinkler bir arada bulunursa eğer inanılmaz bir müdahale yeteneğine sahip olmaktadır. Sistemde ki bir tane sprinkler boyutuna göre değişmekle birlikte minimum 9 metrekare ile en fazla 21 metrekare alanı koruyabilmektir. Bu şekilde ki bir sprinklerin onlarca olduğu düşünülürse eğer yangın çıkan alana müdahale çok kolay ve etkili olacaktır.
Kurumlarında çok fazla materyal bulunduran kurumların, maddi anlamda yüksek değerli malzemeleri koruyabilmek için bu sistemleri tercih etmektedir. Bu sistemlerin kullanılacağı yerlere uzman kişiler tarafından ölçümler neticesinde kaç adet sprinkler gerekli olduğu tespit edilmektedir.
Doğuş elektronik olarak bizlerle iletişime geçebilir ve tüm süreç hakkında alanında uzman kişilerden bilgi alabilirsiniz.
Yangına müdahale sistemleri büyük oranda bu sistemlerde bulunan yangın algılama sensörlerinin dumanı veya yüksek ısıyı algılamaları ve devreye girmeleri şeklinde çalışmaktadır. Sensörler sayesinde dumanı ve ısıyı farkeden bu sistemler bir yandan yangına müdahale etmek için hazırlanırken bir yandan da can kaybını önlemek için alarm sistemini kullanmaktadır.
Algılama sensörleri işleme başladıktan sonra yüksek ısının miktarınının düşürülmesi ve yangın sırasında oluşan dumanın aşağı kısımlara baskılanması işlemine geçilmekte ve tahliye işleminin kolaylaştırılması sağlanmaktadır. Bu şekilde yangına müdahale edecek ekibin görsel olarak yangına müdahale edebilmesi daha kolay bir hale getirilebilmektedir. Bu sistemlerde camdan yapılmış olan ince tüpler sayesinde suyun akması sağlanmaktadır. Bu tüpler sıcaklıkla birlikte patlamakta ve sistemin boşaltılmasına başlanmış olunmaktadır.
Sprinkler sistemi fiyatları için farklı yerlerde farklı fiyatlar söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle bir fiyat bilgisi vermek durumu kafa karıştırıcı bir hale getirebilir. Bu nedenle en sağlıklı bilgiyi almak için hemen bizimle iletişime geçin.
Binaların yangınlardan korunması ile ilgili yönetmelik ve diğer genelgeler kapsamında sprinkler zorunluluğu bulunan bina ve işletmeler hakkında detaylı bilgiyi inceleyelim.
yüksekliği 30.50 metreden fazla olan ofislerde, yüksekliği 51.59 metreden fazla olan apartamanlarda, birden fazla bodrum katı ve 20 araçtan fazla kapasitesi olan kapalı otoparklarda, yatak kapasitesi 200 tanden fazla olan misafirhane, otel ve pansiyonlarda, 2000 metrekareden fazla kullanım alanı olan işletmelerde sprinkler sistemi zorunluluğu bulunmaktadır. Bunların dışında ise alışveriş merkezleri, toplantı salonları gibi insanların kalabalık olarak bulunduğu mekanlarda sprinkler sistemi zorunluluğu bulunmaktadır.
Doğuş Elektronik olarak işletmeniz için en uygun yangın algılama sistemini seçebilmeniz için uzman kadromuz ile birlikte sizlere destek olmaktayız. Tüm süreçlerin profesyonel bir şekilde yürütülmesi için bizimle iletişime geçin.
[sp_easyaccordion id=”1657″]Günlük hayatımızda beklenmedik bir şekilde birçok şey ile karşılaşabiliyoruz. Bu beklenmedik durumlar arasında da yangınlar aniden olarak hayatımıza darbe vurabilmektedir. Bu yangınların önlenmesi amacıyla yangın söndürme sistemlerinden biri olan FM 200 gazlı söndürme sistemleri en popüler olan söndürme sistemleri arasındadır. Yangın durumlarında bilgi işlem merkezleri, haberleşme sistem merkezleri, tarihi ve sanatsal değeri olan objeler, tıbbi malzeme depoları, trafo ve elektrik pano odaları, laboratuvarlar ve daha bu şekilde birçok yerde her saniye çok önemli olmaktadır. FM 200 Gazlı Söndürme Sistemleri gazlı söndürme sistemleri kullanılarak yangının 10 saniyede algılanması amaçlanmakta ve hızlı bir şekilde söndürülmektedir. Halon 1301 gazının kullanılmı kısıtlandıktan sonra FM 200 gazı sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. FM 200 gazı uygun konsantrasyonlarda kullanıldığı zaman insan hayatı için herhangi bir risk oluşturmamaktadır.
Biz Doğuş Elektronik olarak bu sistemleri kullanmakta ve tavsiye etmekteyiz. Hemen bizimle iletişime geçin ve tüm süreç hakkında bilgi alın.
Renksiz ve kokusuz olan yangın söndürme sistemleri elektronik ve mekanik bileşenlerden oluşmaktadır. Elektronik kısım yangın söndürme paneli (kontrol paneli), çapraz bölgeli yangın dedektörleri, deşarj ve durdurma butonları, flaşör ve sirenlerden meydana gelmektedir. Elektronik kısmın, sistemin beynini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yangının algılanmasını ve korunması gerekli alana tahliyesini sağlamaktadır.
Mekanik kısım ise FM200 gaz tüpleri, slenoid valf, FM-200 gaz boruları, nozullar, basınç valfi, manuel tahliye ekipmanları ve diğer mekanik parçalardan meydana gelmektedir. Yangın mekanik bölüm tarafından söndürülmektedir ve aynı zamanda mekanik bölüm elektronik bölüm tarafından kontrol edilmektedir. Mekanik ünitede en önemli şey FM200 tüplerinin bulunduğu nokta ve korunması gereken alanın hacmi dikkate alınarak boru çapının doğru seçilmesi gerekmektedir. Boru çapının yanlış seçilmesi FM 200 gazının salınımını geciktirecek olması nedeniyle yangının sönmemesi ile sonuçlanacaktır. FM 200 gaz miktarı olması gerekenden daha az miktarda hesaplanması durumunda yangın söndürülemeyecektir. Tam dersi durumda ise insan için riskli bir durum oluşabilir.
Yangın üçgeni ısı, oksijen ve bir yakıt kaynağından oluşmakta ve FM-200 gazı yangın üçgenini bozarak yangını etkisiz hale getirmektedir. Yangın üçgeninde bulunan üç unsurdan birisi çıkarılır ise yangın söndürülmektedir. FM-200, yangını söndürebilmek için yangın üçgeninin kimyasal reaksiyonuna müdahale de bulunan ısıyı veya serbest radikalleri yok etmektedir. FM-200 gazlı yangın söndürme sistemleri, 10 saniye veya daha kısa bir sürede yangın söndürme konsantrasyonlarına ulaşabilmektedir.
FM 200 Gazlı Söndürme Sistemleri, yangının sistemde bulunan sensörler tarafından fark edilmesiyle 8 saniye gibi çok kısa bir sürede ateşleyiciyi hazır konuma getirmekte ve püskürtme sistemini hemen devreye sokmaktadır. Bu şekilde yangının başlamasına neden olan kıvılcımlar yangına dönüşmeden söndürülmüş olmaktadır. Alevin hava ile temas edilmesi önlenerek yangının söndürülmesi gerçekleştirilir. Çok hızlı bir şekilde yapılan erken müdahale can ve mal kaybının önüne geçilebilmesini sağlamaktadır.
FM 200 gazı saydam renktedir ve yangına müdahalede bulunduktan sonra etrafta renk bırakmamaktadır. FM 200 gazı yangının dağılmasını önleyerek, dumanı engeller ve insanların boğulma riskini ortadan kaldırmaktadır. Düzenli olarak FM-200 Gazlı Söndürme Sistemlerinin bakımı yapılmalıdır.
Sistem üzerinde bulunan basınç ölçerler sürekli olarak kontrol edilmeli, yangına müdahalede bulunulmamışsa bile gazların yenilenmesi ve eksiklerin tamamlanması gerekmektedir. Günümüzde insanlar riskli bir durum ile karşı karşıya kalmadıkları sürece tehlikenin farkına varamamaktadır. Almaları gerekli olan önlemleri almayarak adeta can ve mal kaybına davetiye çıkarmaktadırlar. Bu nedenle FM-200 Gazlı Söndürme Sistemlerinin bakımı düzenli aralıklarla yapılmalıdır.
Doğuş elektronik olarak FM 200 gazlı söndürme sistemlerini kullanıyor ve tavsiye ediyoruz. Bu sistemler ile ilgili tüm sorularınızı bizlere sorabilir ve ihtiyacınız olan yerlere temin edilmesi ve kurulum aşamalarının her adımında sizlere yardımcı oluyoruz. Hemen bize ulaşın.