İki taş ve yuvarlanabilir bir nesneden nerelere kadar geldi durum. Milyarlarca insanın gözü kulağı bu oyuna çevrilmiş durumda. İşin içine artık matematik, fizik, geometri kısaca bilim de girdi.
Zengininden fakirine, gencinden yaşlısına kadar insanlar, bu büyülü oyunun etkisini iliklerine kadar hissetmektedirler. Taraftarı oldukları kulüplerin galibiyeti ile gününü hatta haftasını bayramını çeviren de bulabilirsin, binlerce kilometre ötede oynanan oyunu ağzı açık izleyip haz alanı da bulabilirsin.
Global eğlence kimliğini en iyi yansıtan spor olan futbol, milenyumdan sonra profesyonel dokunuşların ardından bambaşka bir hâl aldı. Eskiden bir futbolcunun kaç kişiyi çalımladığı, uzaktan şut atıp atamadığı bir parametreyken bu durum artık değişti. Kaç kilometre koştuğu, reaksiyon hızı, hangi oyuncunun hangi oyuncuyla hangi sistemle nasıl pas bağlantısı oluşturduğu, rakip ceza sahası içinde toplam geçen süre gibi yüzlerce değişkene dikkat ediliyor.
Doğru Veri Kullanımı ve Veri Merkezi
Veri, çoğu zaman tek başına bir şey ifade etmez. Veriyi anlamlandıracak şey ise onu yorumlamaktır. Örneğin; bir oyuncu 5 gol attıysa bu iyi bir rakam değildir. Bir defansif oyuncu 5 gol attıysa işler tersine dönecektir. Bu örnek, doğru veri kullanımının en kaba anlatımıdır. Detaya inecek olursak; bir “box to box” diye tabir edilen orta saha oyuncusunun top rakipteyken kaç kez boş alana koşu yapıp pas alanını kapattığını inceleyebiliriz.
Yukarıda verdiğimiz örneğe artık teknik heyetler epey önem veriyor. Maçta gol atıp doğru işler yapmayın oyuncu yerine, gol atmayıp doğru işler yapan oyuncuyu teknik direktör bir dahaki maçta sahaya sürebiliyor. Bunu yaparken de öğrencisine detaylı bir şekilde verileri kullanıp neler yapması gerektiğini anlatıyor.
Verilerin yanlış kullanımı ise kötü sonuçlar doğurabilir. Doğru bir iş yaparken yanlış güzergahtan giderek çoğu şeyi bozabilirsiniz. Bir teknik direktör olduğunuzu düşünün. Takımınız 4-2-3-1 sistemiyle oynuyor ve 10 numara pozisyonunda bir eksiklik mevcut. Veri analizi departmanından bu bölgeye takviye yapacağınızı söyleyip oyuncuların filtrelenmesini ve pas yüzdelerinin önünüze gelmesini istediniz. Raporları hazırlayan ekip önünüze iki isim koydu ve pas yüzdeleri %75’e %90 olan bir veri paylaştı. Kimi seçersiniz? %90 değil mi? İşte burada verinin doğru okunması devreye giriyor. %90 pas yüzdesine sahip oyuncu kreatif olarak daha az katkı verip garanti pasa daha yatkın bir isim olabilir. %75 pas yüzdesine sahip oyuncu ise kreatif ve risk almayı seven bir isim olabilir. Bu verileri destekleyecek görüntü ve yardımcı istatistikler de gereklidir. Belki kendi takımı durağan oynadığı için kreatif olsa bile %90 pas oranına sahiptir. Belki de gerçekten durağandır ve garanti pas atmayı seviyordur. Yani bir veri, yorumlanmadan direkt kullanırsa sizi hataya sürükleyebilir, doğru yorumlanırsa sizi zirveye taşıyabilir.
Doğru Veri Merkezi Seçimi ve Projelendirmesi
Verinin doğru kullanımını sonsuz örneklerle anlatabiliriz. Binlerce oyuncunun verilerinin tutulması, saha içi verileri… aklınıza gelebilecek o kadar detay var ki. Şunu belirtmek isteriz bu noktada verilerin işlendiği donanımlar ve yazılımlar da çok ama çok önemlidir.
Veri merkezi projelendirmesi de bu noktada devreye giriyor, ister bir kulübün iç verisi olsun ister global bir çalışma ortamı. Veri merkezleri tüm işin yapıldığı, büyük verinin işlendiği, korunduğu yerler üstelik yalnızca hacklenme saldırılarından değil afet ve büyük yerküre olaylarından da korunmaları gerekiyor. Uluslararası standartlarda iş üretmek çok çok önemli.
Bizler doğuş olarak global eğilimlere uygun, modern ve son teknoloji projeler üretirken fiyat/performans kaygımızı da koruyoruz. Veri merkezi çözümlerimizi bu linkten inceleyebilirsiniz. (https://dogus.com.tr/veri-merkezi-cozumleri/)
Veri Kullanımı Artık Bir Şart
Futbolun global etkisinin her geçen an arttığı günümüzde, dünyanın sayılı kulüpleri önemli veri şirketleriyle çalışıyor. Hatta öyle bir noktaya geldi ki bu durum, yalnızca kulüpler değil futbolcular da bu yöntemi kullanıyor. Oyuncu transfer teklifleri içinde kendisinin hangi takımda hangi sistemde daha başarılı olacağını analiz etmek için veri şirketleriyle çalışıyor. Buradan çıkan sonuca göre de sözleşme imzalıyor. Günümüzde bu yola başvurup başarılı simülasyonun meyvesini yiyen iki isim De Bruyne ve Memphis Depay, ne kadar doğru tercihler yaptıklarını bizlere gösteriyor.
Kulüpler ve futbolcuların hatta bazı menajerlerin veri analizine bu kadar düşkün olması ve başarılı olması tesadüf olamaz. Öyle ki verileri doğru kullanıp basit olarak görünen taç kullanımından bile pozisyon bulmak isteyen Jurgen Klopp, Liverpool’a bir taç antrenörü bile transfer etmişti.
Futbolda Veri Kullanımının Geleceği
Bİlimsel ve teknolojik gelişmelerin ardından hızlı bir değişime uğrayan futbol, içinde artık daha fazla bilinmezlik ve heyecan barındıran bir oyun oldu. Bu değişkenliği çözmek ve dünya kulüpleri ile makasın açılmamasını isteyen kulüpler, gerekli makina ve personeli bünyelerine katıp yollarına devam etmektedir.
Orta ve uzun vadede verilerin kullanımı konusunda kıyasıya bir rekabet olacağı aşikar. Önceden gol ve asist istatistiğinin tutulduğu oyun, antrenmandan maç önü analizine hatta maç esnasındaki anlık değişimlere kadar geniş bir alana yayılmış durumda. Futbolda veri kullanımının avantajından faydalanmak ve başarıya giden yolda doğru hamleler yapmak isteyenleri geleceği, futbolda veri kullanımı ile doğrudan bağlantılıdır. Oyunu kurallarına ve verilerine göre oynamak gerek!